Güneş enerjisi projelerinin pil depolamayla birlikte konumlandırılması, pil projelerinin inşa edilmesi ve çalıştırılmasının maliyetini yüzde 50 oranında azaltabilir. Carbon Trust’ın kümülatif araştırması, depolamalı daha esnek bir enerji sisteminin etkinleştirilmesinin, Birleşik Krallık’ta 2050 yılına kadar elektrik sistemi maliyetlerinde yılda 16,7 milyar sterline kadar tasarruf sağlayacağını ve sonuçta fatura ödeyenlere fayda sağlayacağını öne sürüyor.
RenewableUK’ın EnergyPulse veri tabanı, şu anda Birleşik Krallık’taki rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin yalnızca yüzde 12’sinin piller veya hidrojen elektrolizörleri ile aynı yerde bulunduğunu gösteriyor ancak rapor eğer doğru politika çerçevesi uygulamaya konulursa, elektrik talebinde beklenen artışı karşılamak için önümüzdeki yıllarda artış potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.
Enerji sektöründeki sınır ötesi yatırımları korumak için 1994’te imzalanan Enerji Şartı Anlaşması 1998’de yürürlüğe girdi. Anlaşma, fosil yakıtlar da dahil olmak üzere enerji sektöründeki yabancı yatırımcılara kapsamlı haklar ve hukuki netlik sağlıyor. Halihazırda 50 ülke, AB ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom) tarafından onaylanmış anlaşma, son dönemde yoğun biçimde tartışılıyor. Başlangıçta sektördeki yatırımları desteklemek için tasarlanan anlaşma, enerji şirketlerine yatırımlarına zarar veren politikalar nedeniyle ülkelere dava açma imkanı sağlıyor. Anlaşmanın özellikle fosil yakıt şirketlerinin yatırımlarını korumalarında kullanılması pek çok ülkede eleştiri konusu olmuştu.
Anlaşmada, AB ülkelerini ayrılmaları durumunda dahi mevcut fosil yakıt yatırımlarını 20 yıl boyunca koruyacak sonlandırma hükmü bulunuyor. İtalya’nın 2016’da ayrıldığı anlaşmadan, özellikle Almanya, Fransa, İspanya, Danimarka, Lüksemburg, Hollanda ve Polonya gibi ülkeler çekilmeyi planlıyordu. AB Komisyonu, geçen yıl, iklim endişeleri nedeniyle üye ülkeler, AB ve Euratom’un Enerji Şartı Anlaşması’ndan koordineli şekilde çekilmesini teklif etmişti.
